SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

iMAN BAHSİ

<< 195 >>

DEVAM: 84- CENNETTE MAKAMI EN AŞAĞI OLANLARA DAİR BİR BAB

 

329 - (195) حدثنا محمد بن طريف بن خليفة البجلي. حدثنا محمد بن فضيل. حدثنا أبو مالك الأشجعي عن أبي حازم، عن أبي هريرة. وأبو مالك عن ربعي، عن حذيفة؛ قالا: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "يجمع الله تبارك وتعالى الناس. فيقوم المؤمنون حتى تزلف لهم الجنة. فيأتون آدم فيقولون: يا أبانا استفتح لنا الجنة. فيقول: وهل أخرجكم من الجنة إلا خطيئة أبيكم آدم! لست بصاحب ذلك. اذهبوا إلى ابني إبراهيم خليل الله. قال فيقول إبراهيم: لست بصاحب ذلك. إنما كنت خليلا من وراء وراء. اعمدوا إلى موسى صلى الله عليه وسلم الذي كلمه الله تكليما. فيأتون موسى صلى الله عليه وسلم فيقول: لست بصاحب ذلك. اذهبوا إلى عيسى كلمة الله وروحه. فيقول عيسى صلى الله عليه وسلم: لست بصاحب ذلك. فيأتون محمدا صلى الله عليه وسلم. فيقوم فيؤذن له. وترسل الأمانة والرحم. فتقومان جنبتي الصراط يمينا وشمالا. فيمر أولكم كالبرق" قال قلت: بأبي أنت وأمي! أي شيء كمر البرق؟ قال "ألم تروا إلى البرق كيف يمر ويرجع في طرفة عين؟ ثم كمر الريح. ثم كمر الطير وشد الرجال. تجري بهم أعمالهم. ونبيكم قائم على الصراط يقول: رب! سلم سلم. حتى تعجز أعمال العباد. حتى يجيء الرجل فلا يستطيع السير إلا زحفا. قال وفي حافتي الصراط كلاليب معلقة. مأمورة بأخذ من أمرت به. فمخدوش ناج ومكدوس في النار". والذي نفس أبي هريرة بيده! إن قعر جهنم لسبعون خريفا.

 

[:-481-:] Bize Muhammed b. Tarif b. Halife el-Becell tahdis etti. (3/25b) Bize Muhammed b. Fudayl tahdis etti, bize Ebu Malik el-Eşcai, Ebu Hazim'den tahdis etti. O Ebu Hureyre'den nakletti. Yine Ebu Malik, Rib'i b. Hiraş'dan, o Huzeyfe'den naklen

(Ebu Hureyre ile birlikte) dediler ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

 

"Şanı yüce ve mübarek Allah insanları toplar. Müminler sonunda cennet onlara yakınlaştırılıncaya kadar ayakta dururlar sonra Adem'e gidip: Ey babamız, bize cennetin kapılarının açılmasını iste, diyecekler. O da: Sizin cennetten çıkmanızın sebebi babanız Adem'in günahından başka bir şey midir? Bu işi yapacak ben değilim. Siz oğlum (Halilullah) İbrahim'in yanına gidiniz, diyecek.

İbrahim de: Ben bu işi yapacak olan değilim, çünkü ben arkadan arkadan (uzaktan uzağa) halil idim. Sizler Allah'ın kendisi ile özel bir surette konuşmuş olduğu Musa'ya gidiniz, diyecek.

Musa'ya gidecekler, o da: Bu işi yapacak kişi ben değilim. Sizler Allah'ın kelimesi ve ruhu olan İsa'nın yanına gidin, diyecek.

İsa da: Bu işi yapacak kişi ben değilim diyecek. Bunun üzerine Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelecekler. O da ayağa kalkacak, ona izin verilecek. Emanet ve rahim (akrabalık bağı) salınacak, her ikisi de biri sağında, diğeri solunda Sıratın yan taraflarında duracaklar. Sizin ilkieriniz şimşek gibi geçecek. "

Ben: Babam, anam sana feda olsun. Şimşek gibi ne olabilir ki, dedim.

O şöyle buyurdu: "Sizler bir göz açıp kırpacak kadar bir zaman içerisinde şimşeğin nasıl geçip gittiğini hiç görmediniz mi? Sonra rüzgarın geçmesi gibi, sonra kuşun ve sonra erkeklerin hızlıca koşup, geçmesi gibi geçecekler. Amelleri onları yürütecek, sizin nebiniz ise Sıratın üzerinde ayakta: Rabbim esenlik ver, Rabbim esenlik ver diyecek. Nihayet kulların amelleri aciz kalacak, öyle ki bir adam gelecek ancak emekleyerek yol alabilecek. Sıratın her iki kenarında ise emrolunmuş, kendisine emredileni yakalayan asılı kancalar bulunacak. Kimileri yara bere almış olarak kurtulmuş olacak, kimisi de cehenneme doldurulmuş olacak. "

Ebu Hureyre'nin nefsi elinde olana yemin ederim ki, şüpheşiz cehennemin dibi yetmiş yıldır.

 

"Allah insanları toplayacak..:" hadisini yalnız Müslim rivayet etmiştir. Tuhfetu'I-Eşraf, 13400

 

NEVEVİ ŞERHİ: "Cennet kendilerine yakınlaştınlıncaya kadar müminler ayakta bekleyecek." Yani şanı yüce Allah'ın: "Cennette takva sahiplerine yakınlaştırılır." (Şuara, 26/90) buyruğunda belirtildiği gibi cennet yakınlaştırılmış olacaktır.

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in İbrahim (aleyhisselam) hakkında: '~rkadan arkadan (uzaktan uzağa) halil idim" sözleri hakkında Tahrir sahibi şöyle demektedir (3170): Bu tevazu olmak üzere kullanılan bir tabirdir yani ben öyle mertebesi yüksek birisi değilim. Bu hususta bunun anlamına dair güzel bir açıklamaya rastladım. Buna göre bunun anlamı şudur: Bana verilen üstün özellikler Cebrail (aleyhisselam)'ın elçiliği aracılığı ile verilmişti ama siz Musa'ya gidiniz çünkü o herhangi bir vasıta olmaksızın ilah! kelamı duymuştu.

'~rkadan (uzaktan)" kelimesinin tekrarlanması ise Nebimiz Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in de vasıtasız olarak Allah'ın kelamını duymuş ve görme lütfuna mazhar olmuş olması dolayısıyladır. İbrahim bunun için dedi ki: Ben Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in de arkasında bulunan Musa'nın gerisindeyim. -Hepsine selam olsun- Tahrir sahibinin açıklamaları bunlardır.

'~rkadan arkadan (uzaktan uzağa)" lafzının son harfinin harekesinde meşhur olan tenvinsiz fetha ile okunduğudur. Bununla birlikte Arapça bilginleri nezdinde her iki lafzın ötre üzere bina edilmesi de mümkündür. Bu hususta Hafız Ebu'l-Hattab b. Dihye ile büyük edebiyatçı imam Ebu'l-Yumn el-Kin d! arasında bir tartışma cereyan etmiş, İbn Dihye bu iki kelimeyi fethalı olarak rivayet edip, bunun doğru olduğunu ileri sürmüş, el-Kind! ise bunu kabul etmeyerek ötreli okuyuşun doğru olduğunu ileri sürmüştür. Ebu'l-Beka da doğrusu ötreli olduğudur demiştir ...

 

"Emanet ve rahim serbest bırakılır. Her ikisi Sıratın yan taraflarında dururlar." (3171) Emanetin ve rahimin serbest bırakılması (gönderilmesi) durumlarının büyüklüğü ve etkilerinin çokluğu dolayısıyladır. Bu sebeple her ikisi de şam yüce Allah'ın murad edeceği bir şekilde müşahhas olarak suretleneceklerdir. Tahrir sahibi der ki: İfadede ihtisar vardır. Bu sözü dinleyen, her ikisinin de Sırattan geçmek isteyen herkesten haklarını istemek üzere orada dikileceklerini anlamaktadır.

"Onların ilkieri şimşek gibi geçer ... Erkeklerin koşması gibi geçer, onları amelleri koşturacaktır." Yani erkeklerin en hızlı ve süratli koşuşmaları gibi koşacaklardır.

"Onları amelleri koşturacaktır. " Sözü de "ilkieri şimşek gibi koşacaktır ... " sözüne dair bir açıklama gibidir. Yani onların geçiş hızları mertebelerine ve amellerine göre olacaktır.

"Kancalar"a dair açıklama daha önce geçti.

"Kimisi yaralı bereli olarak kurtulmuş, kimisi de cehenneme dökülmüş olacaktır." Yine bu başlıkta buna dair açıklama geçmiş bulunmaktadır. Asıl nüshaların birçoğunda buradaki "mekdCıs (doldurulmuş, yığılmış) kelimesi "mükerdes" olarak da rivayet edilmiştir. Bu da anlam itibariyle ona yakındır.

"Ebu Hureyre'nin nefsi elinde olana yemin ederim ki. .. " Bazı asıl nüshalarda bu şekilde "yetmiş" anlamındaki lafız vav'lı zikredilmiştir. Vav'lı zikredilişinin sebebi açıkça anlaşılmaktadır. Bunda şu takdirde bir hazf vardır: Cehennem in dibine kadar uzaklık yetmiş yıllık bir yol mesafesidir. Asıl nüshaların ve rivayetlerin birçoğunda ise "yetmiş" anlamındaki lafız ye ile zikredilmiştir. Bu da sahihtir. Muzafı hazdefip, muzafun ileyh'i olduğu gibi mecrur haliyle bırakanlara göre ifadenin takdiri: Yetmiş yıllık yol, şeklindedir. (3/72)

"Cehennemin dibi" lafzındaki "ka'r: dib" kelimesi mastar kabul edilirse o takdirde "yetmiş" lafzı zaman zarfı olur. Haberi de bunda hazfedilmiş olur. Takdiri de şöyledir: Cehennemin dibine varmak yetmiş yılda olur.

Hadiste (sonbahar anlamındaki) "har1f" lafzı yıl anlamındadır. Allah en iyi bilendir.

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Kıyamet gününde cennetin mu'minlere yaklaştırılacağı Kur'an-ı Kerimde «Cennet takva sahiplerine yaklaştırılacak» ayet-i kerimesi ile beyân buyurulmuştur.

 

İbrahim (A.S.)'ın: «Ben ancak geriden geriye Halil idim» sözü tevazu' yoluyla söylenecektir. Bundan murad benim derecem bu kadar yüksek değildir demektir. Nevevî diyorki: «Burada hatırıma güzel bir ma'nâ tecelli etti. Bu manâ şudur Hz. Ibrahim'in bu sözünden murad: Bana verilen keramet ve ihsanlar Cebrail (A.S.)'ın aracılığı ile olmuştur. Siz Musa'ya gidin. Çünkü onun kelâmullahı işitmesi vasıtasızdır, demektir.»

 

Müslim şarihlerinden Ebu Abdillâh Muhammet b. İsmail şöyle diyor: Emanet ile sıla-i rahimin sırat köprüsüne gönderilmeleri ehemmiyet ve mevkileri pek büyük olduğundandır. Bunlar Allah'ın dilediği şekil ve surete girerek müşahhas bir halde sıratın iki tarafına dikileceklerdir.

 

Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail 'in beyanına göre burada cümlede hazif vardır. Manâ şudur. Sıle-i rahim ile emanet sı­rattan geçenlerden haklarını istemek için sıratın iki tarafına dikilirler.